Aylar, belki yıllar kala seçimlerin gündeme sıkça getirilen ülkelerin başında Türkiye geliyor. Neden mi? Bir nedene bağlamak doğru ve sağlıklı olmayacaktır. Bunun birçok nedeni vardır.

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki yapılan seçimin hemen akabinde, 5 yıl sonra yapılacak seçimlerin gündemi oluşturuluyor, konuşuluyor, bazen de adayların ismi bile zikrediliyor.

Aslında vurgulamak istediğim şu, Türkiye’nin gündeminden hiç seçimler çıkmadı, çıkmaya da benzemiyor.

Siyasilerin gündeminde olan bir konu elbette ki kamuoyunun da gündemidir. Halkın gündemini siyasiler belirliyor. Siyasetin gündemini de halk oluşturuyor.

Seçimler derken, Türkiye’yi önemli bir süreç bekliyor. 14 Mayıs’ta yapılması planlanan seçimlere 3,5 ay gibi kısa bir süre kaldı.

Bu seçim, daha önce yapılan seçimlerden farklı olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Oluşturulan ittifaklar, ittifak görüşmeleri, 6’lı masa, masaya girmeye ramak kalanlar, masayı devirmenin derdinde olanlar, bu masada karlı çıkmanın matematiksel hesabı içinde olanlar, uzaktan masanın gidişatını gözetleyenler, hatta bunun için anket yapanlar…

Bir de Cumhur İttifakı cephesinde yaşananlar…

Cumhur İttifakına dahil olma ihtimali olanlar, ittifak içinde yer alacaklar, görüşmesi devam edenler…

Bir de her iki ittifak içerisinde yer alamayanlar. Aslında bu yer almayanlar, kendileri gitmiyor değil, ittifaklara alınmaları istenmeyenler desek daha doğru bir tabir olur.

Bunlarda biraz kendilerini ağırdan alıyor. İyi bir pazarlık yapmanın, karlı çıkmanın hesabını yapıyorlar. Sıklıkla anketler yapıyor ve kamuoyuna alacakları yüzdelik oyunu biraz yüksekte tutarak, ittifaklardan teklif beklemiyor değiller.  

Bizlerde anket şirketlerinin kamuoyu yoklamasını, partilerin oy oranlarını, gelişmeleri, seçimin kaderini değiştirecek partileri, hamleleri…

Ağırlık olarak seçmenin nabzını, beklentisini, partilere bakışını; anket şirketlerinin kamuoyunda elde ettikleri sayısal veriler ışığında analiz ederek, istifadenize sunmanın gayreti içinde olacağız